kıvranmak

kıvranmak
nsz
1. (因剧痛、苦恼等)翻滚, (身体)蜷曲扭动, 痉挛, 抽搐, 挣扎: Zavallı sesini çıkarmıyor, ama kıvranıp duruyor. 可怜的家伙, 他已经叫不出声了, 痛苦地蜷曲着身子。Pişman olmuş, şimdi yatağında kıvranıyor. 他追悔莫及, 扑倒在床上。Bütün gece kâbuslar içinde kıvrandı durdu. 一整夜他噩梦不断。
2. 吃苦, 受苦: yoksulluk içinde \kıvranmak 在贫困中挣扎
3. 转́ 渴求, 渴望: Su, su diye kıvrandı. 他非常需要水。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • kıvranmak — nsz 1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti. P. Safa 2) mec. Acı çekmek, üzülmek Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvrım kıvrım kıvranmak — 1) çok acı çekerek kıvranmak 2) yalvarma, sıkıntı vb. bir sebeple çok kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bükünmek — nsz 1) Kıvrılmak, bükülmek 2) Ağrıdan, sancıdan kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvranma — is. Kıvranmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvrım kıvrım — sf. 1) Kıvrımları olan, dalgalanmış bir yüzey veya dalgalı bir çizgi biçiminde olan Saçları kıvrım kıvrım. Kıvrım kıvrım yollar. 2) zf. Kıvrımlı bir biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kıvrım kıvrım kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğunmak — nsz, hlk. 1) Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak 2) İsteksiz davranmak, savsaklamak Gönülsüz yazıyorum. İstemediğim için, çevresinde dolanıp uğunuyorum. N. Meriç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıstırap çekmek — ağrı ve acı içinde kıvranmak, aşırı derecede üzülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreğini dağlamak — acıyla ve özlemle içi yanmak, acıyla kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uylanmak — ağrıdan kıvranmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”